İngilizcede Masa Ne Demek? “Table” Kelimesinin Anlamı, Kullanımı ve Örnekleri
İngilizce öğrenmeye yeni başlayan birçok kişinin karşılaştığı ilk kelimelerden biri masa olur. Peki İngilizcede “masa” ne demek? Bu yazımızda bu temel kelimenin İngilizce karşılığı olan “table” kelimesini detaylıca inceleyeceğiz. Ayrıca farklı anlamlarını, kullanım örneklerini, deyimsel ifadelerini ve yaygın karıştırılan diğer kelimeleri de açıklayacağız.
Table Ne Demek?
İngilizcede masa kelimesi genellikle table olarak çevrilir. En yaygın kullanım şu şekildedir:
Table (noun - isim): Masa, üzerine bir şeyler koymak için kullanılan mobilya.
Örnek cümleler:
There is a book on the table.
(Masada bir kitap var.)
We sat around the dinner table.
(Yemek masasının etrafında oturduk.)
Table Kelimesinin Farklı Anlamları
“Table” kelimesi sadece masa anlamına gelmez. Özellikle akademik, iş dünyası veya teknik İngilizce metinlerde farklı anlamlarda da kullanılabilir. İşte bazı önemli anlamları:
a) Tablo (Veri Gösterimi)
“Table” aynı zamanda verileri düzenli bir şekilde sunan tablo anlamında da kullanılır.
The report includes several tables showing sales figures.
(Rapor, satış rakamlarını gösteren birkaç tablo içeriyor.)
b) Gündeme Almak / Ertelemek (Fiil Olarak)
Amerikan ve İngiliz İngilizcesinde “table” kelimesi fiil olarak farklı anlamlar kazanır:
(Amerikan İngilizcesi) to table a proposal = Görüşmeye sunmak
(Britanya İngilizcesi) to table a proposal = Ertelemek / Gündemden çıkarmak
Bu anlam farkı, İngilizce öğrenenler için kafa karıştırıcı olabilir.
Table ile Kullanılan Yaygın Kalıplar ve Deyimler
İngilizcede “table” kelimesiyle birlikte kullanılan bazı deyimler ve ifadeler vardır. Bunlar günlük konuşmalarda sıkça karşınıza çıkabilir:
Turn the tables: Durumu lehine çevirmek
She turned the tables and won the debate.
(Durumu tersine çevirdi ve tartışmayı kazandı.)
Lay your cards on the table: Açık olmak, dürüstçe konuşmak
It’s time to lay our cards on the table.
(Artık açık açık konuşmanın zamanı.)
On the table: Masada (mecazi – hâlâ tartışmaya açık)
All options are still on the table.
(Tüm seçenekler hâlâ masada.)
Table ve Desk Arasındaki Fark Nedir?
Türkçede hem “table” hem de “desk” bazen “masa” olarak çevrilir. Ancak İngilizcede bu iki kelime farklı türde mobilyaları ifade eder:
Table: Genel amaçlı masa (yemek masası, sehpa, toplantı masası)
Desk: Genellikle üzerinde çekmece olan, çalışmak için kullanılan masa (çalışma masası)
Örnek:
He placed his laptop on the desk.
(Dizüstü bilgisayarını çalışma masasına koydu.)
We had dinner at the round table.
(Yuvarlak masada akşam yemeği yedik.)
Table Kelimesi ile Oluşturulabilecek Cümle Örnekleri
İngilizce öğrenenler için pratik örnekler çok önemlidir. İşte “table” kelimesi ile kullanılabilecek bazı günlük ifadeler:
Please set the table.
(Lütfen masayı hazırla.)
Is this seat taken? May I join your table?
(Bu koltuk dolu mu? Masanıza katılabilir miyim?)
He banged the table angrily.
(Öfkeyle masaya vurdu.)
Table Kelimesinin Türkçe Kökenli Karşılıklarıyla Karşılaştırılması
Türkçede “masa” kelimesi neredeyse her ortamda kullanılırken, İngilizcede kullanıma bağlı olarak farklı kelimeler tercih edilebilir. Bu da çeviri yaparken veya anlamaya çalışırken dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Türkçe
İngilizce
Açıklama
Masa Table Genel kullanım Çalışma masası Desk Ofis veya okul için mobilya Kahve masası Coffee table Sehpa türü düşük masa Yemek masası Dining table Yemek yemek için kullanılan masa “Table” kelimesi, hem gündelik yaşamda hem de teknik alanlarda karşımıza çıkabilen çok yönlü bir kelimedir. İngilizce öğrenirken yalnızca sözlük anlamına değil, bağlama göre kazanabileceği farklı anlamlara da dikkat etmek gerekir. Ayrıca deyimsel ifadelerdeki kullanımı, İngilizcenizi bir üst seviyeye taşıyacaktır.
Masa/Table Kelimesi ile ilgili Cümle Örnekleri
Kolay Seviye (Beginner)
Bu cümleler basit yapıdadır, günlük konuşmalarda kullanılabilecek türdendir.
This is a table.
(Bu bir masa.)
The book is on the table.
(Kitap masanın üstünde.)
I eat dinner at the table.
(Akşam yemeğini masada yerim.)
She puts her bag on the table.
(Çantasını masanın üzerine koyar.)
There are four chairs around the table.
(Masanın etrafında dört sandalye var.)
Orta Seviye (Intermediate)
Bu cümlelerde zamanlar, sıfatlar veya daha detaylı yapılar kullanılmıştır.
We bought a new table for the kitchen.
(Mutfak için yeni bir masa aldık.)
Please clean the table before dinner.
(Lütfen akşam yemeğinden önce masayı temizle.)
I can’t find my phone; I left it on the table.
(Telefonumu bulamıyorum; onu masada bırakmıştım.)
They sat at a large wooden table to have a meeting.
(Toplantı yapmak için büyük bir ahşap masaya oturdular.)
The teacher asked me to stand near the table and explain the diagram.
(Öğretmen, diyagramı açıklamam için masanın yanında durmamı istedi.)
Zor Seviye (Advanced)
Bu cümleler deyimsel ifadeler, pasif yapı, bağlaçlar veya daha ileri düzey kelimeler içerir.
The proposal was tabled for further discussion next week.
*(Teklif, gelecek hafta daha fazla görüşülmek üzere gündeme alındı.)
Not: “Table” burada fiil olarak “gündeme almak” anlamında kullanılmıştır. (Amerikan İngilizcesi)
She turned the tables by proving them all wrong.
*(Tümünü haksız çıkararak durumu lehine çevirdi.)
“Turn the tables” deyimsel bir ifadedir.
The table was set with fine china and crystal glasses.
*(Masa, kaliteli porselenler ve kristal bardaklarla donatılmıştı.)
Pasif yapı: “was set” (düzenlenmişti)
Despite the chaos, everything on the table remained perfectly in place.
*(Karmaşaya rağmen, masadaki her şey yerli yerindeydi.)
“Despite” bağlacı ve zarif ifade yapısı içerir.
We should lay all our cards on the table and be honest about the problem.
*(Tüm kartlarımızı masaya koymalıyız ve sorun hakkında dürüst olmalıyız.)
“Lay your cards on the table” deyimi: Açık konuşmak, dürüst olmak anlamında.